Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Cervantes'in kemikleri aranıyor



Toplam oy: 660

Tarihçiler ve arkeologlar, Madrid Başpiskoposluğu’nun da izniyle, bir manastırda Don Kişot’un yazarı Miguel de Cervantes’in kemiklerini aramaya başladılar.

 

Madrid’in merkezindeki bir manastırın betonları arasında gömülü olan kemikleri arama çalışmalarının amacı yazarın sadece ressam Juan de Jauregui tarafından resmedilmiş bir portresi bulunan yazarın yüzünü yeniden oluşturmak ve gerçek şeklini ortaya çıkarmak.

 

Tarihçi Fernando Prado’ya göre bulunacak kemikler, sirozdan ölen ve alkolik olduğu öne sürülen Cervantes’in neden öldüğünün anlaşılmasını da sağlayabilir. Bu konuda Prado’nun bazı şüpheleri var: “Hayatının son dönemlerinden çok hasta olduğu söylenir ama aynı zamanda bu dönem yazar olarak en üretken olduğu dönem.”

 

Sancho Panza’yla birlikte yel değirmenlerine saldırmasıyla ünlü Don Kişot’un yaratıcısından kalanları arayan Prado’nun takımı, yetkililerin ve Madrid Başpiskoposluğu’nun desteğini aldılar.

 

Uzmanlara göre yazarın kemiklerini tespit etmenin kolay olacak çünkü kemiklerde 1571’de İspanya ve Osmanlı arasında Lepanto’da gerçekleşen deniz muharebesinde aldığı yaraların izleri olması muhtemel. Prado, “Yazar, bir elini kullanamamasına yol açacak bir darbenin yanı sıra arkebüz ile göğüsünden de yaralanmış. Bu iki yara yazarın kemiklerinde izler bırakmış olmalı,” diyor.

 

Cervantes 1616 yılında evinde öldü ve manastıra gömüldü. Ölümü Shakespeare’in ölümünden sadece 10 gün önceydi.
Yazarın kemikleri 1673’de manastırda yapılan bir tadilat esnasında bir başka manastıra taşındı ama tadilat sonrası geri getirildi. Ancak kimse tam olarak nereye yerleştirildiklerini bilmiyor. Kemikleri bulmak için geo-radar teknolojisi kullanacak olan araştırmacılar manastırın duvarlarını, oyukları ve yerin 5 metre altını tarayabilecekler.

 

Prado, çalışmanın Cervantes ve Shakespeare’in ölüm yıldönümlerinin birlikte anılması planlanan 2016 yılına kadar tamamlanacağını umuyor.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.