Ankara ve İstanbul'da 9 mağazasıyla hizmet veren Nezih Kitap Kırtasiye, bizim bildiğimiz adıyla Nezih Kitabevi, dün şaşırtıcı bir açıklama yaptı. “Kurumun tüm faaliyetlerini, Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği ilke ve düşünceler doğrultusunda yürütmekte olduğunu” belirten bir cümleyle başlayan açıklama şöyle devam ediyordu:
"Metis Yayınları tarafından hazırlanan, Kurumumuzun hiçbir şekil ve şartta, hiçbir ilgisinin bulunmadığı, sadece mağazalarımızda değil, bugün ülkemizde basılı yayın satış ve dağıtımı yapan diğer tüm şirket ve kitapevlerinde de satılan söz konusu ajanda ile ilgili olarak, gerek ajanda içeriği üzerinde yapmış olduğumuz inceleme ve gerekse Sayın Müşterilerimizin tarafımıza iletmiş oldukları yorum ve görüşler doğrultusunda derhal söz konusu ürünün satışına son vermiş ve bu konuda, tüm yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla,ilgili yayınevine de bilgilendirme yapmış bulunmaktayız."
Temelleri 1907’de atılan İstanbul merkezli kitapevi zinciri Nezih’e, kısa bir süre önce İngiliz sermayesi ortak olmuş ve Underground Poetix adlı dergi, bu ortaklığın hemen ardından müstehcenliği nedeniyle Nezih mağazalarından ambargo yemişti.
2005 yılından bu yana, her yıl farklı bir temayla hazırlanan, bu yıl ise "Irkçılık, Ayrımcılık ve Nefret Suçları"nı konu edinen Metis Ajandası’nda Nezih Kitabevi’ni rahatsız edenin ne olduğu bilgisine henüz ulaşılabilmiş değil.
Irkçılık, ayrımcılık ve nefret suçları
"Türkiye, 20. yüzyıl boyunca ektiklerini biçiyor, ırkçı zihniyetin cenderesinden çıkmayı başaramıyor. Irkçı zihniyetin ürünü olarak uzun süredir bir savaş hali içinde, bir nefret toplumu içinde yaşıyoruz” açıklamasıyla piyasaya sürülen Metis Ajanda’nın başına gelenler ise, böyle bakıldığında fıkra gibi.
Son söz Metis Ajanda’dan: “Eşitlikten nasibini almamış hiyerarşik ve otoriter bir toplumda, "ırk"tan vazgeçildiğinde kültüre, oradan inanca ya da inançsızlığa, olmadı cinsiyete, olmadı başka bir farklılığa geçilecek. Çünkü asıl mesele, insanlar arasındaki mevcut farkları tahakküm edebilmek için kullanmak. Bunca eşitsizliğin olduğu bir dünyada ayrımcılıktan tümüyle kurtulmak bir hayal. Ama özlenen, gerçekçi bir hayal. Tarihten öğreniyoruz ki, insanın adalet arayışı da bitmeyecek, hep sürecek."
Yeni yorum gönder