Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

2018 Kapanırken...




Toplam oy: 112
2018’de dünyada gündemde olan olaylar, keşfedilen kitaplar, edebiyatı da etkileyen sosyal değişimler, seçimler, krizler…

YENİDEN KEŞFEDİLEN KAYIP BİR KİTAP

 

Efsanevi Mısırlı yazar Naguib Mahfouz’un yepyeni bir kitabı keşfedildi. İşin komiği kitap, yazarın zamanında yasaklanınca ortadan kaybolan The Children of Alley kitabı aranırken bulundu. Mahfouz bu kitabı ilk 1959 civarında yazmıştı ve bazı bölümlerini Al Ahrram gazetesinde tefrika etmeye başlamıştı. Nitekim pek çok politikacı ve din adamı romana itiraz edince kitabın basımı ertelenmişti. Sonunda The Children of Alley eserinin basımı yasaklanmıştı ve kitap böylece Mahfouz’un Mısır’da yasaklanan ilk kitap haline gelmişti. Kitabın yasaklanmasıyla orijinal taslağı da ortadan kayboldu. Derken bundan birkaç yıl önce eleştirmen Mohamed Shoair eseri bulmaya karar verdi. Soluğu önce Al Ahrram gazetesinde aldı. Ancak kitabı gazetenin arşivlerinde bir türlü bulamadı. Mahfouz’un ailesi de kitabın nerede olduğunu bilmiyordu ancak sonunda Mahfouz’un eski bir kutusuyla çıkageldiler. Shoair kutuyu incelerken beklemediği bir şeyle karşılaştı: daha önce hiç basılmamış bir öykü kitabı taslağı. Mahfouz’un notlarından çıkarabildiği kadarıyla yazar bunları 1994’te basmayı planlıyordu. Ancak yazar 1994’te bıçaklanmış ve bu sebeple 1-2 dakikadan fazla elinde kalem tutamaz olmuştu. Öyle ki son kısa eserlerini birine dikte ederek yazması gerekmişti. Büyük ihtimalle hikâye kitabını bu olayın neticesinde ya unutmuştu ya da kenara kaldırmıştı. 2006’da hayatını kaybeden Mahfouz’un kayıp öykü kitabı 107’nci doğum gününde, yani 11 Aralık 2018’de Arapça olarak basıldı. Eserin ilk İngilizce çevirisi ise önümüzdeki sene çıkacak.

 

 

DÜNYA OLAYLARI EDEBİYATI NASIL ETKİLEDİ?

 

2018 dünyanın dört bir yanında olaylı geçen bir sene oldu. Brexit’ten mülteci krizine, #MeToo hareketinden, Brezilya seçimlerine kadar o kadar ilginç gelişmeler yaşandı ki. Elbette tüm bu gelişmeler hem yazılan kitapları etkiledi hem de hangi kitapların okunduklarını.

 

Dikkat çeken güncel olaylardan en büyük sosyal değişim yaratanı herhalde #MeToo hareketiydi. Ne de olsa bu hareket sonucunda pek çok kariyer son buldu ve gerçek bir sosyal değişim yaşanmaya başlandı. Ancak #MeToo’nun en ilginç etkisi edebiyattı. Neden mi? Çünkü akım Nobel Edebiyat Ödülü’nü veren İsveç Akademisi’nde cinsel taciz vakalarının ortaya çıkmasını sağladı. Bu o kadar büyük bir skandala yol açtı ki bu seneki Nobel Edebiyat Ödülleri iptal edildi. Bunu takiben Pulitzer Ödüllü yazar Junot Diaz’ın da böyle bir skandaldan sorumlu olduğu ortaya çıktı. Ve yazarın kitaplarının satışları anında düştü.

 

#MeToo aynı zamanda yazılan kitap türlerinin de hızla değişmesini sağladı. Dünya çapında kadınlar tarafından yazılan, kadınlar hakkında edebiyat eserlerinde hızlı bir artış yaşandı. Zinzi Clemons, Yaa Gyasi, Imbolo Mbue… Dahası editörlerin özellikle aradıkları bir edebiyat türü çıkıverdi ortaya: Feminist distopyalar. Tabii, bu türün birden çıkıp popülerlik kazanmasında Margaret Atwood’un Damızlık Kızın Öyküsü’nün son derece popüler bir diziye çevrilmesinin etkisi olabilir. Ancak durumun tek sorumlusu tek bir kitap olamaz, öyle değil mi?

 

Edebiyat dünyasını tek etkileyen olay #MeToo hareketi değildi. Örneğin Brexit de yazılan ve okunan kitapları bir hayli değistirdi. Birden göçmenlik, mültecilik gibi konularda yazılan kitaplar daha sık görünür oldu. Hatta birebir Brexit’te geçen ve buna atıfta bulunan kitaplar bile raflarda yerini adlı. Örneğin Ali Smith’in Sonbahar’ı bu kitaplardan biriydi. Muazzam bir casusluk kitabı yazarı olan John le Carré’nin yeni kitabı da Brexit’te geçecek. Agent Running in the Field (Sahada Koşan Ajan) adını taşıyacak olan roman politik gerilimin hâkim olduğu ülkesinde bir başına yaşayan, tehlikeli bağlantılar yapan bir adamın hikâyesini anlatacak.

 

 

YILLAR SONRA SERİYE DÖNÜŞEN KİTAPLAR

 

Az önce Atwood’dan laf açılmışken bahsetmemek olmaz; Damızlık Kızın Öyküsü’nün ne kadar sevilen bir dizi olduğu sırf aldığı ödüllere bakılarak bile anlaşılabilen bir şey. Dolayısıyla kitabın bu yıl kapış kapış satılması saşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan Atwood’un dizinin ve kitabın yeni popülerliğini fırsat bilerek 1985’te yazdığı eserine eşlik edecek ikinci bir kitap çıkarmaya karar vermesi.

 

 

Ne var ki, The Testaments adını taşıyacak olan bu kitap ana karakter June’un hikâyesini devam ettirmeyecek. Daha ziyade June’un başından geçen olaylardan 15 yıl sonra gerçekleşen birtakım olayları anlatacak. Kitabın çıkacak olması elbette Atwood’un pek çok hayranını çok heyecanlandıran bir gelişme. Ancak bir o kadarını da korkutan bir şey. Zira pek çok kişi, bu yeni eserin, Harper Lee’nin Tespih Ağacının Gölgesinde’niyle aynı akıbeti paylaşacağından korkuyor. Hatırlayacak olursak Lee’nin Bülbülü Öldürmek adlı şaheserinin devamı olan bu eser, orijinal kitap çıktıktan yıllar sonra, 2015’te basılmıştı. Dahası kitabın pek çok hayranını büyük hayal kırıklığına uğratmış, eleştirmenlerce olumlu karşılanmamıştı. Tabii, Atwood’un aksine, Lee kitabı basmaya bilinçli olarak karar vermemişti. Dahası kitabın yeni basılmış olmasına rağmen eser aslında yıllar önce kaleme alınmıştı. Bu gerçekler göz önünde bulundurulunca Atwood okurlarının endişelerinde ne kadar haklı oldukları tartışılabilir. Tartışmaların bir sonuca bağlanmasıysa biraz zaman alacak. Zira The Testaments 2019’da çıkacak.

 

 

 


 

 

YENİ BİR ARAŞTIRMA: ETRAFINI KİTAPLARLA SARMAK

 

Konu insan psikolojisi ve alışkanlıkları olduğunda, ne kadar çok şey bildiğimizi düşünsek de aslında öğrenecek çok şey var. Bu yüzden her sene uzmanlar çeşitli alanlarda farklı testler, deneyler ve araştırmalar düzenlemekte. Araştırmacıların en çok ilgisini çeken konulardan biri de “okumak.” Daha doğrusu okumanın insan psikolojisini ve alışkanlıklarını nasıl etkilediği. 2018’de yapılan deneyler ortaya tam da bu konuda bazı çok ilginç gerçekler koydu. Örnegin Ekim ayında sonuçları yayınlanan bir araştırmaya göre kitaplarla dolu bir evde büyümek, o kitapları okumadığınızda bile yaşıtlarınıza kıyasla daha iyi bir egitim hayatınızın olmasını sağlıyor. Nevada Üniversitesi’nde yapılan bu araştırma üniversiteden mezun olan ama kitap okumayan yetişkinlerin okuma seviyelerinin lise birdekiyle aynı olduklarını gösterdi. Buna nazaran 16 yasında evleri kitaplarla dolu olan gençlerin yaşıtlarıyla kıyasla daha iyi okurlar oldukları ve bilişsel alanlarda daha başarılı oldukları gözlemlendi. Sırf etrafımızın kitaplarla sarılı olması daha iyi bir eğitim hayatımız olmasını sağlayabiliyorsa acaba okumanın kendisinin ne gibi olumlu etkileri vardır diye sorabilirsiniz. Burada sizlere kitap okumak için düzinelerce sebep verebilrim. Ama başlıcalarından biri kitap okumanın insan ömrünü uzatıyor olması olmak zorunda. Yale Üniverstesi’nde yapılan bir araştırmaya göre kitap okumak insan ömrünün ortalama 23 ay uzatıyor. Yani kitap okuyan bir kişi, okumayan bir kişiden genellikle 2-3 yıl daha fazla yaşıyor. Bunun sebebi de okumanın beyni ve işlevlerini bir hayli geliştirmesi elbette.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.