Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

Komşu'dan Şık Bir Hediye: Yunankarası




Toplam oy: 109
Yunankarası’nda, Yunan toplumunun ürkütücü, karanlık ve kaotik yönlerini ortaya döken, suç, gizem, darbe sonrası hesaplaşmalar ve kriz toplumuna dönük tanıklıklar okuyoruz.

Bağımsız bir yayınevi olan İstos tarafından yayınlanan Yunankarası, on bir farklı Yunan polisiye yazarının Türk okurlar için özel olarak kaleme aldığı, hepsi birbirinden nitelikli on bir polisiye öyküden oluşuyor. Ülkemizde Siyah Bira isimli polisiye romanıyla tanınan editör Vassilis Danellis’in öneri götürdüğü yazarlar, Türk halkı için bir öykü yazma fikrini coşkuyla karşılayıp ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmışlar. Yunan dili ve edebiyatına gönül veren pek çok genç çevirmen, Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu çatısı altında Bodosaki Vakfı’nın desteğiyle düzenlenen çeviri atölyesinde, kitabın editörlerinden Profesör Damla Demirözü’nün de desteğiyle yetkin çevirilere imza atmışlar.

 

Vassilis Danellis, iki aylık polisiye dergi 221B’de (Sayı 3, Mayıs Haziran 2016) kendisiyle yapılan görüşmede, krize Yunanistan’da herkesin hazırlıksız yakalandığını belirtmişti. Ancak, hikâyelerini kentlerin en berbat sokaklarında, toplumdan dışlanmışların, alt tabakanın arasında kurgulamaya alışkın polisiye yazarları; Yunan tarihinin böylesi önemli bir anında toplumun geçirdiği dönüşümü romanlarıyla kayda alan ilk kesim olmuştu. Seçkide, öykülerin büyük bölümünün geçtiği kent olarak Atina, dönüşen ve yeni gerçekliğine uyum sağlamaya çalışan bir yerdir artık. Sokakları acımasızdır, şiddet kol gezer. Polis, eylemci ve göçmenler tarihi merkeze doluşur. Meydanda gösteriler ve kolluk güçleriyle çatışmalar sürer. Yunan halkı ekonomi ve siyaset dışında, bir tür varoluşsal kriz de yaşamaktadır adeta.

 

YENİ İSİMLER, NİTELİKLİ ÇEVİRİLER

 

Öykülerin bazılarında polisiyede alışıldık tarz olan cinayet-soruşturma-çözüm formülü kullanılırken; matematik (ikiz asallar), müzik (Bruce Springsteen’e gizli konserinde suikast) gibi farklı alanlardan gelen öğelerle daha ilginç ve derinlikli kılınıyor. İç içe geçmiş hikâyeler, post modern yaklaşım ve deneysel arayışlar da göze çarpıyor. Kimyaptı (whodunit) tarzındaki metinlerde; kilitli oda, tedirgin edici atmosfer, kabuslar ve rüyalar ön planda. Öykülerin arka planında ekonomik krizin kentleri ve taşrasıyla yıkıp geçtiği Yunanistan var. Yoksullaşan insanlar hayatta kalabilmek için olmadık suçlara yöneliyor. Siyasiler, işadamları ve bürokratik kurumlar yolsuzluklara karışıyor. Yeni nesil dürüst ve ilkeli polis teşkilatı ise kokuşmuş ilişkilerden kaynaklanan bu pisliği temizlemeye çalışıyor.

 

Kitapta her hikâyenin girişinde yer alan yazar ve çevirmen hakkındaki kısa, özlü tanıtıcı bilgiler yazarların öteki eserlerine yönelik merak oluşturuyor. Editör Danellis’in önsözü böyle özel bir kitaba her anlamda yakışan bir derinlik taşıyor. Kahraman ve gözlemci anlatıcıların kullanıldığı öykülerde sinematografik anlatma tekniği ön planda. Muammanın her daim canlı kaldığı olay akışlarında diyaloglar akıcı, yoğun; betimlemeler özlü ve işlevsel. Karakterler gerçekçi, ölümcül kadın kahramanlar her daim aktif.

 

Yunankarası’nın en heyecan veren yönü, Petros Markaris gibi bildiğimiz yazarlar dışında üç farklı kuşağa ait yepyeni isimler ve nitelikli çeviriler aracığıyla Yunan toplumunun ürkütücü, karanlık ve kaotik yönlerini ortaya döken -suç, gizem, darbe sonrası hesaplaşmalar ve kriz toplumuna dönük tanıklıklar- öyküler okumamız olabilir. Dileriz Türk polisiyecilerden de benzer bir mantıkla düzenlenen bir öykü seçkisi Yunancaya çevrilir.

 

 

YUNANKARASI
EDİTÖRLER: Vassilis Danellis/
Damla Demirözü

İSTOS 2018

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.