Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Haber

Haber

Jane Austen romanlarından çıkarabileceğimiz hayat dersleri



Toplam oy: 652

İnce bir romantizmin yanında keskin bir mizah ve gerçekçilikle, küçük kasabalarda dönen küçük entrikaları ve birbirlerini 'uzaktan seven' büyük kahramanları anlattığı romanlarıyla sevdiğimiz Jane Austen'ın, dün, 16 Aralık'ta doğum günü vardı: Bugün yaşasaydı, 237 yaşında olacak, belki de hala kadınları ve bağlı oldukları kurallar çevresinde uzanmaya çalıştıkları hayatları ve gerçekleştirmek istedikleri hayalleri kaleme alıyor olacaktı.

 

 

 

 

 

 

 

 

Genç yaşta ölen ve zamanında pek değeri bilinmeyen; şimdi ise neredeyse her dönem bir sinema ya da televizyon dizisine uyarlanan Austen'ın romanlarından, başımızın tacı eşsiz kahramanlarından öğrendiğimiz 'hayat dersleri'ni topladık. Sonuç: İyi ki doğdun Jane!

 

 

 

 


 

 

 

 

Düşündüğünüz kadar özel değilsiniz (Emma)

 

 

 

Kendi romanınızın baş kahramanı gibi ortalıkta süzülüyor olabilirsiniz, ama bu yan karakterlerden daha iyi olduğunuz anlamına gelmez. Etrafınızdaki o sıkıcı, sıradan insanlara iyice bir bakın; aralarında kendi yüzünüzü de görebilirsiniz.

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dedikodu, en yüksek bilgi edinme kaynağıdır (Emma)

 

 

 

Hayattaki en önemli şeyler, insanların sürekli konuşmayı sevdiği o küçük ve önemsiz gözüken, her gün yaşanan olaylardır. Şu hayatta gerçekten de yaşadığımız olaylar, küçük olanlar.

 

 

 

 


 

 

 

 

Küçük düşen, hızlı büyür (Aşk ve Gurur)

 

 


 

Annenizin dediği gibi siz çok harika değilsiniz ve bunu en sonunda anlayabilmek, büyümenizi sağlar. Büyümek ve yaşlanmak demek, hata yapmak ve onları derinden hissetmek demektir. Hatırladığınızda, yeniden dayanılmaz bir şekilde sizi utançtan kıvrandıracak hatalarınızı hiç unutmayın.

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

 

Hissettikleriniz her zaman için doğru olmayabilir (Aşk ve Gurur)

 

 

Hep bir şeyler hakkında, bir duygu hissedersiniz ama o 'bir şey'in her zaman bir duygu olması gerekmez: Bir fikir ya da bir durumu algılayış şekliniz de olabilir. Fikirler yanlış olabileceği için, onlara dayandırdığınız hisleriniz de yanlış olabilir. O yüzden biraz rahatlayın, hiçbir şey sabit değil.

 

 

 

 


 

 

 

Düşündüğünüz her şeye inanmayın (Northanger Manastırı)

 

 

 

Nasıl her hissettiğiniz doğru değilse, her düşündüğünüz şey de doğru değildir. Gördüğümüz her şeye, dolu bir kafayla yaklaştığımız ve önyargılarımız olduğu için, hemen etiket yapıştırmayı severiz. Gerçeği aramak yerine, bize mantıklı gelen teoriyi kabul eder ve gözlerimizin önünde olan bitenle hiçbir alakası olmayan bir açıklamayla yolumuza devam ederiz.

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

Gözünüzü açık tutmak, genç kalmanın en iyi yoludur (Northanger Manastırı)

 

 

 

 

Botox'u falan unutun; genç kalmanın sırrı, hayatın sizi sürekli şaşırtabileceği ihtimaline açık olmakta yatar. Her şeyi gördüğünüzü düşünüp bir kenara çekilmeyin; merak etmeye devam edin.

 

 

 

 

 


 

 

 

Fazla zenginlik sizi mutsuz eder (Mansfield Parkı)

 

 

 

Aklınızdan geçen her şeyi anında elde edebilmek gerçekten güzel olmalı; peki ya edemezseniz? Zaten her şey bu kadar kolaysa, ne önemi var? Gerçekten hissedebilen ve yaşayan insanlar, yoksunluğu bilen insanlardır.

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

 

İnsanların hikayelerini dinlemek, onlar için yapabileceğiniz en iyi şeydir (Mansfield Parkı)

 

 

 

Bir insanın anlattıklarına kulak vermek, onlar için yapabileceğiniz en iyi şeydir. Bizi biz yapan, anlattığımız hikayelerdir; bir başkasının deneyimlerini ve hislerini dinlemek, onları anlamanın en iyi yoludur.

 

 

 

 

 


 

 

 

 

 

İlk görüşte aşk yoktur (Akıl ve Tutku)

 

 

 

İlk görüşte şehvet ve tutku olabilir; ama birini sevmek için vücudundan önce karakterini iyice tanımak gerekir. Gerçek aşk size farkettirmeden yaklaşandır; dibinizde bitene kadar onu göremezsiniz bile.

 

 

 

 


 

 

 

 

 

 

 

 

İlişkilerde tartışmak güzeldir (Akıl ve Tutku)

 

 

 

 

Eşiniz tıpkı size benziyorsa, hiç sorun yaşamazsınız ama bir yere de varamazsınız. Tartışmalar, uyuşmazlıklar ve hatta kavgalar her zaman iyidir; ilişkinizi geliştirir ve sizi kısıtlamaktan çok özgürleştirir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DA

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Haber Yazıları

İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali (İTEF) İtalya Özel programıyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 23-27 Ağustos 2021 tarihleri arasında ekranlara gelecek olan etkinlikler sayesinde İtalya'ya ve İtalyan edebiyatına uzanan yeni bir yol açılacak.

 

 

Sanat Kritik’in yeni podcast serisi, Seval Şahin’in editörlüğünde dinleyicilerle buluşuyor. “Yaz Sıcağında Bir Esinti” başlıklı serinin ilki 120. doğum yıldönümü vesilesiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’a ayrıldı. Dergâh Yayınları’nın desteğiyle hayata geçen projeye farklı alanlardan birçok yazar, şair, sanatçı ve akademisyen katıldı.

Kültür Sanat Şehir dergisi Z, 5. kez okur karşısında. Zeytinburnu Belediyesi tarafından yayımlanan tematik dergi, “kütüphane” konusunu mercek altına alıyor. 508 sayfa boyunca insanlık tarihinin bilinen en eski dönemlerinden günümüze kadar farklı kültürlerde kütüphanenin seyri, kütüphanenin unsurları, kütüphaneciler, kütüphane sahipleri ve kütüphane literatürü inceleniyor. 

Türk edebiyatının usta ismi Sait Faik Abasıyanık'ın hatırasını yaşatmak amacıyla her yıl bir öykücüye verilen "Sait Faik Hikâye Armağanı" bu kez Şermin Yaşar'ın oldu.

 

Sosyal medya paylaşımları, konuşmalar, anketler, veriler gösteriyor ki pandemi günlerinde evde geçen zamanın ciddi bir kısmını kitaba ayırdık. Türkiye ve dünya genelinde İNSAMER'in yaptığı araştırma kitap yayımı ve okuma oranlarındaki artışa odaklanıyor. Kitapyurdu ve Idefix sitelerinden alınan veriler de korona istatistiklerine katkı sunuyor.

 

 

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.