Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap
 Üye eleştirileri bölümü idefix üyelerinin kitaplara yaptıkları eleştirilerden derlenmektedir. Eğer siz de eleştirinizin bu bölümde yayınlanmasını istiyorsanız dilediğiniz kitabı idefix'te eleştirebilirsiniz. Eleştirileriniz idefix editörlerinin kontrolünden sonra değerlendirmeye alnacaktır.

Üye Eleştirileri Arşivi

Üye Eleştirileri // En çok okunanlar



insan

Jules Verne´nin İki Yıl Okul Tatili´nin tamamen zıddı bir kitap Sineklerin Tanrısı.



Kumru

Okuduğum ilk Tahsin Yücel kitabı. Kitabı okurken bir süre 80'lerde geçtiğini sanmıştım, ancak sonra 2000'lerde geçtiğini farkettim, hikayenin büyük miktarda 80'lerdeki sosyal içerikli Türk filmlerini andırması bunda etkili olmuş olabilir. Kapıcılık, komşuluk, köyden kente göç, sınıf atlama temaları sık sık işlenmiştir bu dönemde. Kumru´ya başından sonuna kadar ısınamadım.



Yakın Arap Tarihi

Yazarın Ortadoğuyu ve politikacılarını tasviri, okuyucunun sanki o coğrafyanın insanıymış giibi hissetirilmesi başarılı. Tabi ki bunda Amin Maalof´un her iki kültürün de etkisinde kalmış olmakla birlikte Arap yanının etkisi büyük.



Perişanız Gecenin Karanlığında

Cemil Kavukçu´nun her bir karakteri (Kiklop dahil), hem en yalın haliyle insan hem de en cesur haliyle masal kahramanı...Orada olmak, yanımdan hızla geçen motosikletin arkasında bıraktığı tozu-dumanı görmek, Kavaklaraltı Çay Bahçesi´nde bir sandalyeye kurulmak, erkek-çocuk karakterlerin misketlerini bıraktığı ama hayallerini bırakmadığı gün hangisiyse, işte o günün izini tarihlerinde bir misafi



Kaçan Fırsat

Hakan Günday kendi okuyucusunu yaratmış bir yazar. Her romanı merakla bekleniyor. Ziyan´daki anlatımı göz önüne alındığında kaleminin daha da sağlamlaştığı söylenebilir. Zira ilk romanlarında çok savruk bir Türkçe ve çok fazla düşük cümle vardı. Kinyas ve Kayra çok sevilmesine rağmen, kabul etmek gerekir ki, edebi anlamda pek ekonomik bir roman sayılmazdı.



Çağımızın Ontolojik Çıkmazı

Alain De Botton ülkemizde çok sevilen yabancı yazarlardan. Onu duyulan bu sevgideki en temel belirleyici özellik, süreklilik duygusu. Botton daha önceki örneklerde gördüğümüz gibi rastlantıların ve koşulların yardımıyla sadece tek bir kitabıyla değil, neredeyse tüm külliyatıyla sevildi Türkçe'de. Öyle ki, Çalışmanın Mutluluğu isimli son kitabı kendi ülkesinden önce Türkiye'de basıldı.



İyi bir kurgu

Sanırım Yazar gelecek tepkilere göre kitabın sinemaya uyarlanabileceğinin sinyallerini vererek bir anlatım kullanmış. Evli olan Bunny cinsel yaşamına çok düşkün ve çekiciliği konusunda taviz vermeyen özgüveni yüksek bi adam. Fakat içine girildiğinde ölümü yaklaştıkça korkmaya başlayan, sorumluluk almak istemeyen ve yaptıklarından pişman olan bi adam.



Gayet de olmuş...

Gerçekten merak ediyodum bu kitabı bu kadar meşhur yapan ne, malüm internette binlerce fanatiği var. İnsan zevzeklik midir diye bir şüpheye kapılıyor ismini duyunca ama inanın kesinlikle değil. Öyküyü zombileme hadisesi zekice ve çok tadında yapılmış. Ben çok eğlendim okurken, daha da enteresanı bu hali ile sanki daha bile romantik geldi bana.



Değişmeyen Korku

Belki kimisi için çok geç kalmışımdır, fakat Havaalanında Bir Hafta ilk okuduğum Alain De Botton Kitabıydı.



Tersyüz

Hayatımızın güzel olduğu kabulü bu sistemin aksayarak da olsa günümüze dek sürmesine neden oldu. Hep korktuk sürüden ayrılmaktan. Hep korktuk kurda yem olmaktan. Kimse bize kurdun bu sistemden daha şefkatli olabileceğini söylemedi. Kimse sürüyü bir arada tutan köpeklerin sürüye dışardan havladığını göstermedi bize.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.