Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



İnsan Nedir ki?

Ian McEwan, günümüz İngiliz edebiyatının en önemli adlarından. Romanları ve öyküleri sinemaya en çok aktarılan yazarlar arasında. Öyle ki McEwan’ın sinematografik açıdan zengin kitaplarından uyarlanan bir iki filmi görmüş bile olabilirsiniz.



Derrida’nın tehlikeli yaratığı

Tehlikeli bir canlı hayal edin, içine sızdığı organizmayı kendi yapısını ona göstererek yıkan bir canlı, uzun yolculuğu boyunca bir organizmadan ötekine gidiyor. Jacques Derrida’nın Gramatoloji kitabı 44 yıl önce yayımlandığında, radikal felsefe alanında bir yeni okumalar dönemini açacağı belki de hemen anlaşılmamıştı.



Mitolojik Öykülerle Günümüz Arasında Oyunlu Bir Bağ

Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun yeni kitabı İki ve Keçi, mitolojik öykülerle günümüz arasında oyunlu bir bağ kuruyor.



"MUZ SESLERİ"Nİ DUYMAK GEREKİR

"...Tahta bir kutunun içinde, üzerlerinde insanların kaderleri yazılı taşlar yuvarlanıyor Beyrut'un elinde. Aklı başında şehirlerde, aklı başında hikayeler yazılıyor şimdi. Ama muz sesleri, herkesi hiç kimse yapan o gürültüde duyuluyor yine de...Çuk...çuk...çuk... Tam yaranın içinde."



Cumhuriyetin Karikatürlerden Yansıyan Sureti

İnsanların nelere güldüğü onlar hakkında bize dolaysız bilgiler verebilir. Gülmek, çoğu kez iradi olmadığı için gülen kişinin “aklının dibini” görmemize imkân sağlar - bir tür dil sürçmesi olduğunu düşünebiliriz. Ama aynı zamanda gülmek öğrenilir de; neye gülüp gülmeyeceğimizi ailede, okulda, toplumsal hayatın çeşitli kurumlarında farkında olmadan öğreniriz.



Bireysel hikayeleri toplumsal hikayenin içine yerleştirmek

Eskiden hikâye denirdi, sonra öykü denmeye başlandı; sonra yavaş yavaş öykünün içindeki hikâye kayboldu. Hikâye yalanla özdeşleştirilip dışlandı. Özellikle genç yazarlarda, dolayısıyla son yıllarda sıklıkla görülen bir “içini dökme hali” öykü sayıldı. İçinden hikâyenin çıkarılmasıyla iskeletsiz bir yığına dönüşen metin çoğunlukla okunmaz bir biçime büründü ve öykücülüğümüz geriledi.



Okurunu hafife alan 'bir' felsefe tarihi

Lise Felsefe Ders Kitabı’nda ‘Varlık Felsefesi’ ünitesinde ‘Nihilizm’ başlığında Nietzsche anlatılır. Kitaba göre Nietzsche Nihilizm’in temsilcisi yani. ‘Tanrı’yı öldüren adam’ olarak biliyoruz Nietzsche’yi karıştırmış olabilirler mi diye düşünüyor insan. Nietzsche Nihilist değil, nihilist de değil. ‘Trajik insan’a yaklaşırken aşılması gereken bir safha nihilizm ona göre.



Irmak Zileli’nin “Eşik”i: Dünyanın tüm suçlarını üstlenen tanık

Eşik, Irmak Zileli’nin, kahramanı ve tanığı Eylül’e, dünyanın tüm suçlarını yüklettirerek dönüştürüp yükselttiği romanı değil sadece, okuru da yakasından yakalayıp içine katarak tanıklıkla sanıklık arasında götürüp getirdiği, başını dalgalı ve akıntılı sularak sokup çıkardığı bir ırmak.



Her eve lâzım bir ayna: Aynalar

“Kaybolan Şeyler

    Barış ve adalet haykırarak doğan yirminci yüzyıl kanın içinde boğulmuş olarak öldü ve bulduğundan çok daha  aaletsiz bir dünya bıraktı arkasında.
    Yine barış ve adalet haykırarak doğan yirmibirinci yüzyıl da, önceki yüzyılın izinden gitmekte.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.