Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Şahane Bir Kitap Arşivi

Şahane Bir Kitap // En çok okunanlar



Kahramanın korkusu, Rothfuss’un adı

Kahraman mitinin peşinde koşar fantastik edebiyat, insanı insan yapan boşlukların, çatlakların içine sızmaya, oradan da yaşamı var eden temiz ve yüce bir şeyler çıkartmaya çalışır. Olağanüstünü, maddesel gerçekler gibi sağduyuyla kabullenir, içinde eritir. Ortaya çıkan, büyü dediğimiz şeydir.



Bir uçuruma bakar gibi, Berger'a bakmak

“Her bahar zambaklar açmaya başlayınca –bir emre itaat edercesine- onların resmini yaparım. Böylesine buyurgan başka bir çiçek yoktur. Belki de taçyapraklarının açılış tarzıyla ilgili bir şey bu, adeta önceden basılmış gibi. Zambaklar kitap gibi açılır. Aynı zamanda mimarinin en küçük ve en mükemmel yapı sanatı örneğidirler.



Yaşlı adamın savaşı, evrenin savaşı

Evrene bakıp yıldızların ışığını görmek ne kadar güzelse, yıldızların ışığında insanın karanlığını bulmak o kadar adetten… Bu karanlıkla yüzleşmeye gelince, bakın işte belki de en zoru o. Bu zorlu işi yıllardır bizim yerimize bilimkurgu yazarları yapıyorlar neyse ki. Onların arasına bir yenisinin eklenmesine kimin itirazı olur ki…

 

 



Nedir bu normal?!

Bu dünyadan kurtulmak ve diğer dünyalara uçmak! İşte fantastiğin çıkış noktası. Kulağa sınırsız ve çılgınca geliyor, biliyorum. Ama gel gör ki tam olarak sınırsız bir hareket değildir fantastik yazarının yaptığı. Aklın aradığı en uç noktalara doğru kontrollü bir gidiştir onunkisi.



Çıkış yolu

Bilmem ki siz de benim gibi, geçirdiğimiz dünün ardından dişil bir dünya bilgisinin eksikliğini iliklerinize kadar hissediyor musunuz? Çıkış yolunun siyasi- toplumsal erkle, güçle, kâr- zarar hesaplarıyla, kılıçla, asayla açılmayacağını bir kez bir kez daha hüzünle fark ediyor musunuz?

 



Postmodern şamanizmin ayak sesleri

Yaşam ve ölüm arasında dolaşan bir aracı, bir arabulucu, iyileştiren, şifa veren, geçmişi bilen, geleceği gören, öykü anlatıcısı, şair ve şarkıcı; yani şaman… Yani, bir topluluğun hem mistik olarak hem de gündelik hayat içinde ihtiyaç duyabileceği her şey...



Ey devlet, tebaadan yoksun kalasın!

Tebaa olmak ya da olmamak… İnsanın zayıf ruhunun önemli meselelerinden biri bu. Tebaaysanız eğer kölesiniz çünkü, iktidara yapışık, iktidardan beslenen asalak bir yaşam formusunuz. Dolayısıyla köle olduğunuz kadar kral, kraliçe, sultan ya da kayzersiniz ki, fark etmez gücünüz yettiğine… Tebaa olmak demek emretmeye ve itaat etmeye düşkün olmak demektir.



Maceracı, hayalci, asi kadın hareketi ve umudun dönüşümü

XIX. yüzyılın sonu ile XX. yüzyılın başı, bazıları için çok farklı anlamlar ifade edebilecek bu zaman aralığı, dünya üzerindeki hemen tüm kadınlar için tek bir şeyi işaret eder: Uyanış. Üstelik hem aklın hem de ruhun uyanışı. Nasıl olmuşsa olmuş, kadınlar gündelik yaşamın, toplumsal koşulların değişmesi gerektiğine karar vermiş, değişim için kolları sıvamışlardı.



Edebiyatın büyülü döl yatağından, kadınsı bir anti-kahramanlık destanı

“Lavinia”, erkeğin dilinde hapsolmuş, kahramanlar çağının kahraman olamamış kahramanı, sessiz, dilsiz, soluk bir görüntü. Bir kadın, bir kraliçe; kadim Roma İmparatorluğunun temelini atacak kralların dölyatağı... Lavinia gölgelere ait belki, ama gölgelerin de bir var oluş şekli var, onları gören gözler, gördüklerini yazan kalemler... Fantastik edebiyatın büyükannesi, yaşlı dişi kurdu Ursula K.



Gotik romansın annesiyle tanışma töreni: “Sicilya’da Bir Aşk Hikayesi”

Ann Radcliffe… O, gotik romansın annelerinden. Hatta Mary Shelley’den sonra belki de en iyilerinden… 1700’lü yılların İngiltere’sinde, değil yazar olmak, kadınların yanlarında bir erkek eşlikçi olmadan kütüphaneye bile gidemedikleri o dönemde, oturup gotik romanlar kaleme almak herkesin harcı değil.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.