Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap

Dosya


Dosya

William Golding'in Nobel konuşması: "Bir adım geri gidin!"




Toplam oy: 1185

İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Çehov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi. Fakat Akademi, ödülü en az bu isimler kadar hak eden William Faulkner, Ernest Hemingway, John Steinbeck, V.S. Naipaul, Doris Lessing gibi birçok edebiyatçıyı ödüllendirdi.

 

Ödüle layık görülen edebiyatçılar da yazarın sorumluluklarına ilişkin konuştular. Peki, neler söylediler?

 

Bu soruya cevap olsun diye her hafta bir edebiyatçının, ödül töreni sırasında yaptığı konuşmayı yayınlamaya devam ediyoruz.

 

İşte, William Golding'in ödül aldığı 1983 yılında yaptığı konuşma:

 

"Bir ülkenin değil insanlığın ferdi olarak konuşacağım"

 

Majesteleri, Kral Hazretleri, Ekselansları, Nobel Ödülü sahibi değerli dostlar, bayanlar ve baylar,

 

Aslında iyimser biri olsam da İsveç'e bir kötümser olarak geldim. Fakat bir şey şu an beni komedyene dönüştürdü. Bu belki de konukseverliğinizin o muhteşem sıcaklığıdır. Bu pozisyonu korumak kolay değil. Bana, yıllar önce fakir bir öğretmenken, dönüşümlü olarak eşimle kızımızı uyutmaya çalıştığımız geceleri hatırlatıyor. Bir keresinde, sabahın 3'ünde onu uyutup yavaşça ve sessizce beşiğinden uzaklaşırken, kızım bir anda gözlerini açıp, şöyle demişti: "Baba, komik bir şeyler söyle."

 

Ancak, artık soytarılık şapkamı ve zillerimi çıkarmanın zamanı geldi.

 

İsveç'e bu sıcak konukseverliğinden dolayı, Nobel Vakfı ve İsveç Akademisi'ne de beni konuk ettikleri ve deyim yerindeyse, hiç beklemediğim bir anda yıldırım çarpmışa döndürdükleri için teşekkür ederim. Tüm sınırların bu kadar kolay aşılabilmesini ve tüm uluslararası ilişkilerin bu kadar dostane olabilmesini diliyorum.

 

Birçok ülkede bulundum ve oradaki insanların yaşama sevinçlerini, tehlike algılarını ve sağduyularını sorguladıklarını gördüm. Anlamadıkları tek şey, bu yaşama sevincinin, tehlike algısının ve hepsinde öte sağduyunun liderleri ve yöneticileri tarafından da değişmeden neden paylaşılamadığıydı.

 

Dünyanın tüm ilgisinin üzerimde olduğu bu son bir dakikada, bir ülkenin ferdi olarak değil de insanlığın bir ferdi olarak konuşmama izin verin. Bu bir dakikayı güç sahibi tüm erkeklere ve kadınlara ulaşmak için kullanmak istiyorum. Geri dönün. Bir adım geri gidin. Birbirinizle anlaşmak için zekaya, detaylı analizlere ya da manevralara ihtiyacınız yok. Sağduyuya ve gözüpek bir cömertliğe var. Verin, verin, verin!

 

Bu durum dünyaya bir teselli verecek, dünya bunu övgü ve sevinçle karşılayacak ve onu başarıya ulaştıracak. Bu sayede doğmamış nesiller isminizi şükranla anacak.

 

 


 

 

* Çeviren: Elif İlik

 

* Diğer Nobel konuşmaları için tıklayınız.

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Yeni yorum gönder

Diğer Dosya Yazıları

Günlük yaşantıdaki kurallar çoğu zaman, yazılan eserler için de geçerlidir. Zorla gerçekleşen, kendine biçilen rolden fazlası istenen veya aşırıya kaçan her şey güzelliğini yitirir. Şair Eyyüp Akyüz, son kitabı Eskiden Buralar’da, adeta bu bilginin ışığında şiirlerini uzun tutmadan bitiriyor ve akılda kalan mısraları bize yadigâr kalıyor.

 

-Kimsin?

-Anneannemin torunuyum.

 

Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.

Arap coğrafyasında üretilen roman, öykü ve şiirler son yıllarda edebiyat gündeminde karşılık buluyor. Avrupa başta olmak üzere Batı’da düzenlenen büyük ve uluslararası kitap fuarlarındaki temsiliyetin güçlenmesi, en yeni eserlerin prestijli birçok ödüle değer görülmesinin bu ilgideki payı büyük elbette. Batı’nın doğuyu gördüğü “egzotik göz”le romantize edilemeyecek bir yükseliş bu.

Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.