Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

En çok okunanlar  

Eleştiri


Palahniuk’un porno kulübü

“Uzun zamandır bu konu hakkında iyi bir roman okumamıştık,” diyebileceğiniz başlıklar vardır: İkinci Dünya Savaşı, kedilerin gizli hayatı, işgal altındaki İstanbul veya takıntılı aşk ilişkileri. Ancak porno endüstrisini bu listeye eklemek pek az kişinin aklına gelir. En son ne zaman bu konuda, porno hakkında bir roman okumuştunuz? Hem zaten nedir ki bu sözcüğün, pornonun anlamı?


Germinal çevresinde

Zaman zaman duyuyoruz, romanın güncel tanımları ile uyuşmayan bir büyük yapıttan söz açtığınızda, “Ama o klasik…” diye başlayan ve çoğunlukla tamamlanmayan savunmalar, söz konusu yapıtları “konu dışı” tutmalar, onları adeta kitaplığın üst raflarında tozlu uzun bir sessizliğe gömmeler… Pek sık rastlanır durumlar oldu. Neden acaba?


Bedavanın Ekonomisi

18. yüzyılda, onbin yıllık tarım toplumunun son fertlerinden biri olarak, ağzınızda bir saman çöpü, yeni ortaya çıkan küçük sanayi imalathanelerine bakıp bunların birçok şeyi değiştirecek gelişmeler olduğunu düşündüğünüzü hayal edin. (Birçok şeyi mi? Her şeyi!)

 


Mısır’a Necip Mahfuz’un Penceresinden Bakmak

Geçtiğimiz ay patlayan halk ayaklanması sayesinde Mısır ve başkenti Kahire’nin adını sıklıkla işitmiştik. Televizyon kanalları ve gazetelerde gerek Mısır, gerekse isyanın akıbeti hakkında çok sayıda siyasi yorum da yapıldı. Ancak bütün bu yorumlardan çıkan sonuç, hemen her konuda fikir üreten onca yorumcu arasında Mısır hakkında bilgi sahibi olanların azlığıydı. Aslında yokluğu da denilebilir.


Nabotobiyografi: Kaybettiğimiz Zamanı Yakalamak

‘Ân’ın geçmişin ve geleceğin içinde devinim halindeki zaman olduğu fikrine uzak olanlar ya ‘geçmiş’in ya da ‘gelecek’in mitleştirilmesine yaklaşan bir moebius sarmalında dönüp dururlar. ‘Geçmiş’e yakın duranlar “Evvel zaman içinde ve ne güzel evvel zamanlardı onlar” hisleriyle donakalıp ân’dan kaçarlar ki bunlara sözcüğün olumsuz anlamıyla nostaljik diyoruz.


İkiz benliğini öldüren yazar, cinayet mahaline döner mi?

 

Nazım Hikmet’in oyunu İvan İvanoviç Var Mıydı, Yok Muydu’nun bir sahnesinde, İvan İvanoviç karakteri Nazım’a, yani yazara seslenir: “Ey Nazım, Sovyetlerin misafirperverliğini kötüye kullanma.

 


Diktatörüme bir diyeceğim var!

18.yüzyılda yaşamış olan Leopold von Renke, tarih anlayışından sıklıkla yararlanılan ve zaman içinde “Renke’ci Tarih Anlayışı” ya da “Renke Metodu” olarak anılacak olan yöntemin babasıdır. Renke, tarih araştırmalarının Anglo-Saxon dünyasında “primary resources” olarak dile getirilen birincil kaynaklara dayanması gerektiğini ifade etmişti. Bu düşüncenin arkasında çok temel bir mantık vardı.


"Mizah Memlekettir"

Şehre Göçen Eşek, mizah ve popüler kültür üzerine bir inceleme kitabı olmanın yanında ülkenin mizahi eser  ve ürünlerinin kaydını tutmuş bir arşiv niteliğinde. Kitap, çizgiromana gönül veren ve kafa yoran Levent Cantek’in çalışması.


Barthes'ı nasıl seversiniz?

Şimdi bu yazıya “Barthes’ı Sevmek İçin Bilmem Kaç Neden” minvalinde bir başlık atsaydım, hem Grillet hem de Barthes, öte taraftan sunturlu küfürler savururdu eminim. Hem böyle bir hareket, eleştiri ve kuramın baba isimlerinden Barthes’ın; yazar, yönetmen, “Yeni Roman” akımın kurucusu ve en önde gelen temsilcisi Grillet’nin ağırlılığıyla ters düşerdi.

 

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.