Eleştiri Arşivi
Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Tıpkı Kafka gibi kıymet-i harbiyesi sonradan anlaşılanlar tayfasından biri Ahmet Hamdi Tanpınar. Hani en yakın arkadaşlarının bile pek ciddiye almadığı nam-ı diğer Kırtipil Hamdi. Evet, bu lakabı ona en yakın dostlarından biri olan Nurullah Ataç takmış. Çünkü kılığına kıyafetine pek özen göstermeyen, beş parasız, sıradan biri Ahmet Hamdi...
//php print_r ($fields); ?>
“Niye? Çünkü her insanda öyle bir yer var. İnsan kaybolmak ister çünkü. Bakma sen söylediklerine, insan kendini feda etmek ister. Bir acıda, bir sevinçte, bir kavgada, bir hikayede erimek ister. Başka türlü katlanamaz aslında kendine.”
//php print_r ($fields); ?>
Haydi gelin kabul edelim; ergenlik bir beladır. Tıpkı ölüm gibi hayatın bir yerinde hepimize isabet eden talihsiz bir piyango. İtiraf etmem gerekirse ergenlik çağındaki bireylerle ortak zaman geçirmekten pek hoşlanmam. Ergenlik çağındayken kendimden de pek hoşlanmazdım, ne yalan söyleyeyim. Seçilmiş bir asosyalliğin içinde dünyanın geri kalanına tepeden bakan, ukala, düpedüz ekşi biriydim.
//php print_r ($fields); ?>
Ressamlar siyahtan çok, içi boşaltılmış beyazdan ürkerler diye düşünürüm hep; çünkü siyah ilham taşıdığı kadar umut etmeyi, hayal kurmayı da barındıran bir renktir. Başlangıçtır bir bakıma. Beyaz öyle mi; sonuç itibariyle teslimiyeti, kabullenmeyi, hatta tapınmayı çağrıştırır.
//php print_r ($fields); ?>
Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Orhan Pamuk'un Yeni Hayat romanının meşhur başlangıç cümlesi. Bütün hayatımızı değiştirecek bir kitapla karşılaşmak ender rastlanacak bir durumdur.
//php print_r ($fields); ?>
//php print_r ($fields); ?>
Yıllar önce aklıma harika bir roman fikri gelmişti. Aman unutmayayım diye her ayrıntısını ince ince not etmiştim defterime. Sonra da yarın ne yazacağını bilen bir yazarın iç huzuruyla uykuya dalmıştım. Aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum, artık şu harika fikri romana dönüştürmenin sırasıdır diyerek masaya oturduğumda gözlerime inanamadım.
//php print_r ($fields); ?>
Bir fanusta karar verecek kadar olgunlaştırılmış, ama dışarıdan hiçbir dayatmayı ezberine almamış bir beyin ürettiğinizi düşünün. Hiç kirlenmemiş, gazete manşetlerine, dayatılmış ahlak kurallarına, toplumsal korkulara maruz kalmamış bu gencecik beyni alın ve ona dünyayı gösterin.
//php print_r ($fields); ?>
Hüznü en çok eşya ile insan münasebetinde aramışımdır. En geniş anlamıyla eşyayı yitip giden bir zaman algısıyla ele alan metinlerde okumaktan haz almışımdır. Bunları bana düşündüren de Mustafa Kutlu'nun son kitabı Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı adlı uzun hikâyesi oldu. Kitabı bitirdiğimde bir yaprak dökümü misali solup giden Tahir Sami Bey'in hikâyesinin buruk tadı kaldı dilimde.
//php print_r ($fields); ?>
Kitaplarla nasıl buluşuruz? Kimimiz şanslıyızdır çok okumuş, okuyan bir arkadaşımız vardır, tavsiyelerine uyarız ve adeta hayatımızı değiştiren kitaplarla tanışırız. Benim de artık geçmişimde kalmış böyle bir arkadaşım var. Sayesinde dünya edebiyatının köşe taşları ile gençliğimde tanışmıştım.