Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Ekonomik kriz, paranın erimesi ve Wall Street işgalleriyle geçen yılın ardından Sat Review dergisi, Jonathan Franzen, Margaret Atwood, Alasdair Gray gibi yazarlara banknot tasarlatmış. Yazarların eleştirel banknotlarından bazı örnekler:
//php print_r ($fields); ?>
Müslüm Gürses'e yönelik yaygın kabulümüzde biraz da kendi kendimize şefkat gösterme var. Azıcık da olsa. Çok yıpratıyoruz kendimizi bu coğrafyada. Kendimize şefkat göstermeye gönlümüz elvermiyor bir türlü. Zaten acımasız olmaya da eğilimli oluyoruz. Ayağa kalkıp büyük kararlar alıyoruz, havalı jestler ortaya koyuyoruz, kendimize göre cesaret gösteriyoruz ve sonra oturup bekliyoruz yankılarını.
//php print_r ($fields); ?>
İster Atlantis, ister Mordor olsun, sanatçılar ve haritacılar, uzun zamandır gerçekte hiçbir insanın ayak basmadığı topraklara dair haritalar hazırlıyorlar. Yazar Umberto Eco da son kitabı The Book of Legendary Lands'de (Efsanevi Topraklar Kitabı) din, folklor ya da edebiyatın işaret ettiği bu toprakları keşfediyor.
//php print_r ($fields); ?>
Yirminci yüzyıl başlarında İngiltere genelinde Müslümanlara yönelik hasmane tavırlar öne çıkarken, İslam’ı seçenlerin sayısında da gözle görülür bir artış söz konusudur. İslam’la müşerref olan bu şahsiyetler, yeri geldiğinde İslam dünyasının savunucuları olarak da önemli faaliyetlerde bulunmuşlardır.
//php print_r ($fields); ?>
Sevdiğiniz bir yazarı, çalışırken gösteren fotoğraflara bakmanın kendine has bir büyüsü vardır. Kitaplarındaki dehanın izini, masanın başındaki duruşlarında sürmenin, yüzlerindeki ifadeye bakmanın büyüsünden bahsediyoruz...
//php print_r ($fields); ?>
Geçenlerde dünyanın en iyi şefleri hakkında bir belgesel seyrediyordum. Bir süre sonra dikkatim mi dağıldı ne oldu bilmiyorum, ekrandaki adam edebiyat hakkında konuşuyormuş hissine kapıldım. Sanki yemek yapmanın inceliklerinden değil de roman yazmaktan bahsediyordu. "Seninki de bir tür mesleki deformasyon," diyeceksiniz, haklısınız.
//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz günlerde hatırlarsanız Orhan Pamuk’un Die Zeit gazetesine verdiği röportajda burjuvazi üzerine söylediği sözler hepimizi pek heyecanlandırmıştı ve her zamanki gibi polemiklerin tetikleyicisi olmuştu. Peki, ne demişti Orhan Pamuk o röportajında?
//php print_r ($fields); ?>
Divan Edebiyatı, sahibi meçhul bir kavram. Her halükârda 20. yüzyılın başında ortaya çıktığı konusunda bir tartışma yok. İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb’in 1900 yılında yayınlanan Osmanlı Şiiri Tarihi kitabında bu kavrama hiç yer verilmez. Hepsi batılılaşma döneminde düşünülen isim alternatiflerinden biridir “Divan Edebiyatı”.
//php print_r ($fields); ?>
Edgar Allan Poe'nun gotik, karanlık, romantik akımın etkisindeki çoğunlukla gizem ve ölümle ilgili hikayeleri zamanla dönemin bildik kalıplarına sığmamaya başladı. Poe, polisiye kurgu gibi türlerin babası olurken, bilimkurgunun yeniden icadına ve ana akım edebi türlerden biri olarak kabulüne uzanan yolu döşedi.