Eleştiri Arşivi
Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Geçtiğimiz haziran ayında Tahir Alangu’nun Ömer Seyfettin’ini yayınladı Yapı Kredi yayınları. İlk kez 1968’de yayınlanan bu son derece değerli kitabın uzun zamandır kitapçılarda bulunmaması tuhaf. Edebiyatımızın ustası Tahir Alangu, büyük yazarın yaşamını anlatırken büyük zorluklar yaşamış, belli ki. Çünkü bizde arşiv alışkanlığı yok, biliyorsunuz.
//php print_r ($fields); ?>
Bir papaz cemaatinin üyesi olan Matmazel Liliane Rosset, biyografi yazarı olarak ünlenen Zweig’a 1935’te bir mektup yazar; Zweig’dan, 16. yüzyılda Kalvencilerin fikirlerini yaymak için başvurdukları zalim yöntemlere karşı açıktan mücadele eden Sebastian Castellio’nun biyografisini kaleme almasını talep etmektedir.
//php print_r ($fields); ?>
Yazarların yılda bir -hatta iki, üç- romanla boy gösterdikleri edebiyat dünyasında Hakan Bıçakcı işi ağırdan alıyor. Yerinde bir tercih.
//php print_r ($fields); ?>
Yeterince okunmadığı, yazamadığı, bilinmediği için küsüp köşesine çekilmiş bir yazar, yeni bir roman yazma arzusuyla, “belki de” bir dağ köyüne gitmek üzere yollara düşer. Ancak yol üzerinde gördüğü “Satılık Deniz” levhası ilgisini çekince bu sahil kasabasında duraklayıp, yemek yemek için bir köfteciye girer.
//php print_r ($fields); ?>
Artun Ünsal, İstanbul’un incisi Boğaz’ın “beşibiryerde”sini konu etmiş yeni kitabı Boğaz’ın Beş Efendisi’nde; lüfer, palamut, levrek, tekir ve istavrit.
//php print_r ($fields); ?>
Otuzlarının başında, paranın satın alabildiği her şeye sahip, üstelik yıllarını verdiği hukuk firmasına ortak olmanın eşiğinde bir avukat günün birinde kendini şirketin görkemli lobisinin mermer zeminine çakılmış olarak bulur. Yükselişi her ne kadar epey uzun sürmüşse de yere çakılması hepi topu birkaç saniyesini almıştır sadece.
//php print_r ($fields); ?>
Güray Süngü’nün son romanı Kış Bahçesi, “mevsimlerden kıştı, soğuktu hava” diye başlamıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Elimizde bir Turgut Uyar kitabı tutuyoruz şimdi.
Israrla, şiiri dışında kendisini gizlemeye çalışan, "Benim hayatım kupkurudur, oradan şiirime ilişkin önemli ipuçları çıkaramazsınız," diyen, denize sırtını döner gibi, ona doğrulan gözlere de sırtını dönmeyi tercih eden bir şairin, ısrarla geri çağrılmasının kitabı bu, aynı zamanda.
//php print_r ($fields); ?>
İsmim Lamia, annem koymuş adımı, hayatı boyunca tek başına verdiği tek kararın bu olacağını o günlerde bilemeden. Geceleri ölü bebeklerini düşünmeden uyuyamayan, uyumak için gözlerini bir kutuya koyan Lamia’yım. Zeus’un acıdığı kadınım…
//php print_r ($fields); ?>
Hakkında yazarken, bir yazar için “genç yazar” dediğimde, hele de o yazarın ilk kitabı üzerine bir “eleştiri” yazısı yazmam gerektiğinde epey dertleniyorum. Daha ben “genç yazarlarımız” arasında sıralanırken ve yolun başındayken, çağdaşım bir yazar için bu sıfatı kullanmak yetmezmiş gibi, bir de yazdıkları hakkında yorumda bulunmak iyice tuhaf bir şey oluyor.