Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Eleştiri Arşivi

Eleştiri // En çok okunanlar



Soyu tükenenler

“Soykırım” kelimesinin gücünü ve muhatabını sorumluluk almaya zorlayan doğasını yadsıyan pek çıkmaz, fakat bu kavramı insan ırkı dışındaki canlılar için de kullananlarla nadiren karşılaşıyoruz. Oysa on bin yıl kadar önce Amerika kıtasındaki büyük memelilerin dörtte üçü yeryüzünden silindi. Bu toplu ölümlerin sebebi neydi peki?



BirKlasik // Aşk acısıyla yazılmış mektuplar

Yayınevlerinin Osmanlı döneminde kaleme alınmış edebiyat metinlerine gösterdiği ilgi sayesinde, isimleri ders kitaplarında kalan, birkaçı dışında pek az eseri yeni harflerle yayımlanan pek çok yazar yeniden gündeme geliyor. Ahmet Rasim de bu yazarlardan -ve en önemlilerinden- biri.



Fotoğraf // Doğu’nun ışığıyla...

Bilgi, günümüzde her ne kadar dijital platformun malzemesi gibi görünse de, insanın yeryüzünde binlerce yıllık serüveninin kanıtı olan kağıdı ele alarak bilgiye ulaşmak bambaşka bir güzellik hiç kuşkusuz. Kitapların insan zihninde açtığı yolu ve kurduğu bağlantıları sözle betimlemek neredeyse olanaksız.



Gerçeğin içinden yazmak

İçinde yaşadığınız dünyayı ve onun güncel gerçekliğini bir yandan deneyimlerken, aynı gerçekliği eşzamanlı olarak çağdaşınız bir yazarın gözünden okumak, okur ile eser arasında normalde olmayan bir ilişki kuruyor.



Devlet Ana: Kuruluş Felsefesine Jeopolitik Ayar

Türkçeye “yer siyaseti” şeklinde aktarılan bir terim jeopolitik. Bir ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel müktesebatını, özellikle de iç ve dış politikasını daha çok coğrafî konumunu merkeze alarak inceleyen bilim dalı.



Salgın Romanları

Çok tuhaf zamanlardan geçiyoruz. Örneği, beni ilgilendiren alandan vereyim: Yale Üniversitesi’nde Fransız edebiyatı bölümünden Alice Kaplan, COVID-19 salgını dolayısıyla bugünlerde zorunlu olarak online’a dönüşen derslerinde Albert Camus’nün Veba’sını işliyor ve “Bu romanı tam da bir salgının ortasında okumak itiraf edeyim ki çok acayip bir deneyim,” diyor.



İmge: Meşhur Ve Meçhul

Doksanlı yıllarda şiir hakkında yaptığım okumalarda “imge” kavramı farklı bağlamlarda o kadar çok karşıma çıkmıştı ki 2000’lerin başında bir arkadaşım bana “İmge nedir?” diye sorduğunda “Bilmiyorum” demekten başka çarem kalmamıştı. İmge, simge, eğretileme kavramlarının birbirleri yerlerine kullanımına çok şahit olmuştum mesela.



DündenYarına // Sevgi Soysal’ın TRT Günleri

Türkçenin büyük yazarlarının külliyatlarını tamamlamak, gerek edebiyat tarihimiz gerekse eleştiri tarihimiz içerisindeki topyekûn yerini belirlemek zaruri bir iş olarak duruyor bugünlerde...



Matbuat âleminde bir gezi

2010’da, New York’un meşhur, büyük sahaf ve kelepir kitapçısı Strand’den metroda okumak için Don DeLillo’nun White Noise’ını satın alan bir okurun dikkatini, kitabın önceki sahibinin kitabın içine aldığı notlarda komik bir dille yazarla dalga geçmesi, kavga etmesi dikkatini çekmiş.



“Film gibi” değil, sinemanın romanı

Yeni filmi Ahlat Ağacı’nın heyecanıyla dolup taşarken, Nuri Bilge Ceylan’ın bir önceki filmi Kış Uykusu’ndan çeşitli kareler dolanıyor aklımda. Kış Uykusu’nda yönetmen, coğrafyayı kullanılabilecek en üst seviyelerde kullanarak, alan derinliği oldukça yüksek çerçeveleriyle izleyicisinin filmden aldığı zevki artırıyordu.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.