Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Dosya Arşivi

Dosya // En çok okunanlar



Kütüphanenizi düzenlerken kendinize sormanız gereken 7 soru

Bir kitap kurdunun en değerli hazinesi kitaplarıdır kuşkusuz. Öyle ki bir kitap kurdu içinde kütüphane olmayan bir evi evden saymaz! Ama kitapların sayısı ne kadar artarsa kütüphaneyi düzenli tutmak da bir o kadar zorlaşır. Hâl böyle olunca bir kitabı arayıp bulmak sandığınızdan daha güç hâle gelebilir. Peki kütüphanemizi nasıl düzenli tutabiliriz? Tabii ki kendimize şu 7 soruyu sorarak:



2017’nin “göze çarpan” roman kapakları

1833’te Britanyalı bir yayıncı tarafından ilk kitap kabı kullanıldığında, amacı, toz ve ışığın tahrip edici etkilerinden kitapları korumaktı. Cilt etrafına sarılan ve içine doğru katlanan kalın kağıt, satın aldıktan sonra atılmak içindi. Diğer bir deyişle, kitap kabı olarak bilinen kaplama, öncelikli olarak işlevseldi.



Kedi gibi düşünmenin temel ilkeleri

Stéphane Garnier’in çok satan kitabı Kedi Gibi, kedilere dair söylenmiş veciz sözler eşliğinde, bu nev-i şahsına münhasır varlıkların “hayat duruşları”yla bize yaşamımızda nasıl kılavuzluk edebileceğine ışık tutarken kedilerle bu dünyayı paylaşma



Postmodern edebiyatta intihal mübah mıdır?

Kitabı okuyabilmek için uzun zamandır çevrilmesini bekliyordu. Hakkında çok şey duymuştu ve daha okumadan bile yazarın onun için bir ilham perisi olacağını biliyordu sanki. Nihayet kitabı okumayı bitirdiğinde ise onda kalan iki şey vardı: Kitabı beklerken gerçekten de heyecanlanmakta haklıydı ve o daha okumadan başkaları bu kitaptan “esinlenmişti” bile...



Niçin Okumalıyız? // Albert Camus

Her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar özgün gerekçeleri vardır şüphesiz. Yola bu bilinçle, SabitFikir okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlatmak için çıktık. İlk soruyu da o yazar üzerine çalışmalar yapmış bir isme yönelttik. Öyleyse soruyoruz: Siz Albert Camus'yü niçin okuyorsunuz?

 



Kararsız Okur: Amerikan Edebiyatı'na nereden girilir?

Yazarlarımızdan Aysu Önen, yeni köşemizde edebiyat coğrafyasında kaybolmuş kararsız okurlara yol gösteriyor. Kararsız Okur'un ilk konusu Amerikan Edebiyatı.

 

 

Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız:

 

 

 



İyi ki doğmuş Gabriel Garcia Marquez!

Dün, Gabriel Garcia Marquez'in 86. yaş günüydü. Her ne kadar yazarın ailesi, yaşlılık sebebiyle artık ondan yeni bir roman beklemememiz gerektiğini duyurmuş olsalar da, biz onun tüm eserlerini tekrar tekrar okumaya razıyız.



Camus'un Nobel konuşması: "Gerçek sanatçı hor görmez"

İsveçli kimyacı Alfred Nobel anısına 10 Aralık 1901'den beri ödül dağıtan İsveç Akademisi, Leo Tolstoy, James Joyce, Virginia Woolf, Mark Twain, Joseph Conrad, Anton Chekhov, Marcel Proust, Henry James, Henrik Ibsen, Emile Zola, Robert Frost, W.H. Auden, F. Scott Fitzgerald, Jorge Luis Borges ve Vladimir Nabokov'u atladığı için eleştirildi.



Gabo'nun gidip de gidemeyişi…

Gabriel García Márquez’in öldüğü haberi düştü ajanslara… Yakasında bir gül vardı geçilen haberdeki fotoğrafta… Annesinin yıllar sonra kendisini gördüğü zaman, dilenci sanacak kadar yoksul olduğu günlerden, yazdığı romanların dünya edebiyatını etkilemekle kalmayıp, o romanları okuyanların hayat



Kitap fuarları: Hem ziyaret hem ticaret

Klişe bir giriş cümlesi ile başlayalım: Kitap fuarlarının tarihi neredeyse basılı kitapların tarihi kadar eski; kitaplar matbaadan çıkar çıkmaz fuar alanına taşınmış. Gutenberg’in matbaayı keşfettiği Mainz şehrinin yanı başındaki Frankfurt’ta, henüz internet yokken de bilginin paylaşılmaya meyilli olmasından olsa gerek, 15.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.