Sabitfikir
Künye | Yazarlar | Giriş Yap


Arşivi

// En çok okunanlar



Korsan, kimin mücadelesi?

Dünyanın en çok satan yazarlarından Paulo Coelho’nun korsan kitaba destek veren açıklamasının haberini okuduğumda aklıma Sabit Fikir’in bu ayki dosya konusu geldi hemen.



Yoksa Osmanlı gerilememiş miydi?

“Tarih, zannedildiği gibi masum bir malumat küpünden ibaret değildir. İçinden niyetlerimiz geçer, arzularımız, hayallerimiz, hayal kırıklıklarımız ve hınçlarımız geçer. Hasım cepheye yollanacak en müsait ‘bomba’lar tarih cenahında depolanır. Tarih üzerinden kendi cephemize de, karşı tarafa da yollanan mesajlar, ideoloji postanelerinin soğuk damgalarını taşır.”

 



Yazarından satılıktır!

İçeriği ne kadar edebi olursa olsun, kendisine bir değer biçilip piyasaya sürüldüğü anda artık bir metadır kitap. Okur ise alıcı.



Yaz okumaları

Yaz ilerlemeye başladı iyiden iyiye, hal böyle olunca adettendir başıboş yaz okumaları yapmak da, önermek de… Evdeki kütüphane, bir sahaf olsa, orada öylece duran kitapların yeri anlam kazanır. Rüzgar esse serin ya da odada bir yerde bir pervane, sayfalar aralanır esintinin etkisiyle kendiliksizce… Yaz, kitaplara, okumalara kalır…

 

 



Isabel Allende Niye Patladı?

Bundan yaklaşık 3 hafta önce okuduğum bir haber var, başlığı şöyle: Isabel Allende Sonunda Patladı! (Sabitfikir 22.12.2009) Peki ama neden?



Şairin anima burcunda…

“Mutlu gündüzlerin güzel düşleri tarafından desteklenmese, beslenmese, şiirleştirilmese nice olurdu gecenin o büyük düşleri?” Zengin bir hayali, istikrarlı bir düşünceye ‘indirgeyen'den, istikrarlı bir düşünce çerçevesinde yorumlayandan şair olur mu? Ya, gecenin büyük düşlerine kapılıp da gündüz düşleri kurmaktan korkanlardan? Olmaz diyor Bachelard.



Değişen kelimeler

Dil üzerine düşünenler bilirler, dilden başka bir hayatımızın, dilden başka bir dünyamızın olmadığını. Duygusal ve zihinsel bütün sınırlarımızın dille çizildiğini… Bu dünyayı değiştirmenin, sınırları kaldırmanın, sözlerden başlayıp dili değiştirmekle olacağını ise edebiyatçılar bilirler. Anlamı değişen bir sözcük, hayatı da değiştirebilir pekala.



Ne Kadar Konuşursak o Kadar Bir Sessizlik Olur

Masalların hayallerden beslenen, gerçeklerin dünyasından ayrılan garip bir zemini var. Gerçeklerin dünyasından ayrılsa da, her masal kendi gerçekliğini, daha önce duymayıp, görmediğimiz bir hakikati bize fısıldar. Hakikatin bambaşka yollardan geçebileceğine inandırır; zengin hayaller peşinde, sınırsız âlemlere yolculuk etmenin anahtarlarını sunar bize.

 



Edebiyatın bize bir diyeceği var!

Edebiyat eseri nedir? Bir kitabın edebi değeri nasıl, hangi ölçütlere göre anlaşılır, yaratıcısıyla arasında ne tür bir bağ vardır? Ve bir nesne olarak “kitap”la okurun ilişkisi hangi düzlemlerde gelişir? Edebi eserlere karşı çoğunlukla unuttuğumuz ya da özümlediğimizi sandığımız sorular bunlar.



İstanbul sokakları, yerli polisiyelerin başkahramanı...

Türkiye’den iki yazar dünyanın en önemli polisiye yazarlarını çatısı altında toplayan Uluslararası Polisiye Yazarlar Birliği’nin yabancı dillerden İngilizceye çevrilen nitelikli polisiye romanlar listesine girmeyi başardı.

Kulis

Bir Rüya Gibi Dağılacak Olan Hokkabazlar Dünyasında Yaşıyoruz

ŞahaneBirKitap

Kaan Burak Şen, yavaştan genç yazar olarak anılmanın sonuna doğru geliyor; Mutlu Kemikler üçüncü kitabı… Kafası bir hayli tuhaf. Şimdilerde bir roman yazdığı da söyleniyor, fakat öncesinde belirtmekte fayda var: Mutlu Kemikler öykü derlemesi henüz çıktı, pek başka bir kitaba benzetilecek bir havası da yok bu kitabın.

Editörden

Tıp ve edebiyat ilişkisi, tıbbın insanla olan ilişkisi gibi tarih boyunca şekil değiştirmiş, her dönem yeni yaklaşımlarla genişlemiştir. Tıbbın tarihi, insan acılarının da tarihidir aslında. Edebiyatın içinde kapladığı yer, diğer bilim dallarından hep daha büyük olmuştur tıbbın.