Eleştiri Arşivi

Eleştiri
//php print_r ($fields); ?>
Osep Minasoğlu, İstanbul Samatya'da, 26 Şubat 1929'da doğmuş. Ermeni cemaatinden bakkaliye toptancısı babası hayattayken iyi sayılabilecek bir hayatları varmış. Minasoğlu, anaokulunu İtalyan Rahibe Okulu'nda bitirmiş. O sıralarda babasını kaybetmiş. Evin büyüğü olarak ağabeyi aileyi sahiplenmiş. Osep’e adeta babalık yapmış.

//php print_r ($fields); ?>
"Güzelim mektubun, sevgili mektubun, bir kez daha,
ve daha birçok kez beni sevindirecek mektubun –“sessizlik” olmasın."
Ingeborg Bachmann

//php print_r ($fields); ?>
Yirmi yıldır babasını arayan ve sonunda hiç ummadığı bir yerde, hiç ummadığı bir şekilde bulan bakkal Cemal’in hikayesiyle başlıyor İnceldiği Yerden... İlk anda o ünlü deyimin bir parçasıymış gibi duran ismin aslında anakaraya incecik bir toprak parçasıyla bağlanan, ada olmasına ramak kalmış bir yarımadayı işaret ettiğini anlıyoruz.

//php print_r ($fields); ?>
Hüznü en çok eşya ile insan münasebetinde aramışımdır. En geniş anlamıyla eşyayı yitip giden bir zaman algısıyla ele alan metinlerde okumaktan haz almışımdır. Bunları bana düşündüren de Mustafa Kutlu'nun son kitabı Tahir Sami Bey'in Özel Hayatı adlı uzun hikâyesi oldu. Kitabı bitirdiğimde bir yaprak dökümü misali solup giden Tahir Sami Bey'in hikâyesinin buruk tadı kaldı dilimde.

//php print_r ($fields); ?>
“Türklerin en görkemli eseri sayılan Osmanlı Devleti'nin uzun bir tarihsel gelişimin sonunda farklı etkilerle ortaya çıkan idare mekanizması, söz konusu kurumların en önemlilerindendir ve bu kitap, Osmanlı bürokrasisine gelene kadar Türklerin bilinen tarihleri boyunca hangi idari yöntem ve araçları geliştirdiklerini, farklı bir ifadeyle, Osmanlı bürokrasisini anlatırken onun hangi tarihsel alty

//php print_r ($fields); ?>
"Bana tanrı söyledi. Okudum, TV’de gördüm…"

//php print_r ($fields); ?>
“İnsanoğluna ilişkin iki ya da üç öykü var ve daha önce hiç yaşanmamış gibi tutkuyla kendilerini yineliyorlar”
Willa Cather

//php print_r ($fields); ?>
Yıllardır Türk Edebiyatı’na yaptığı değerli katkılarıyla* tanıdığımız Ömer Lekesiz, sekiz güzel şiirden yola çıkarak hazırladığı Ateşten Kelimele

//php print_r ($fields); ?>
Yıllar önce bir yazımda "Şairin dükkânı yirmi dört saat açıktır" demiştim. "Gördüğü, baktığı, anlattığı, ağırladığı ne olursa olsun, şair gece ve gündüz çalışandır, öyle ki şairin dükkânı yirmi dört saat açıktır" (Yasakmeyve Eylül-Ekim 2005). Böyle bir dükkânı yürütmek ilk işidir şairin, hatta tek işi.

//php print_r ($fields); ?>
Komplo teorileri bir nevi inanç gibi, yazan için de, okuyan için de öyle... Sorgulamaya gelmez, aksi takdirde öyle derin boşluklar, öylesine bilinçli-bilinçsiz çarpıtmalarla karşılaşırsınız ki, çıkış yolu görünmez olur önünüzde.
