Eleştiri Arşivi
Eleştiri // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Anıl Nişancalı’nın ikinci romanı Leyla Sert Bir Nota, aslında adının da işaret ettiği gibi daha çok müzik üzerine inşa edilen bir roman. Altay Öktem ve Müjgan Ferhan Şensoy gibi konukların da yer aldığı roman, bu sayede zaten bol karakterli olan yapısını daha da zenginleştirerek ilerliyor.
//php print_r ($fields); ?>
Ali Teoman, yalnızca yazdıklarını değil, hayatını da -bir bakıma- kurmacaya çeviren nadir yazarlardan. İlgilisi elbette bilir Nurten Ay olayını: Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı kitabını ilk olarak Nurten Ay imzasıyla yayınlamış, bu isimle ödüller almış ve bu edebi oyununu yıllar yıllar sonra açıklamıştı Ali Teoman.
//php print_r ($fields); ?>
Bojangles’ı Beklerken bir roman. İlk bilinmesi gereken bu. İkincisi, “Mr. Bojangles”ın Nina Simone’la anılan bir şarkı olduğu (Tabii Nina Simone’u bilmek ya da dinlemek, bu romanı bilmekten ya da okumaktan daha önemli). Üçüncüsü ise, bu romanın çok güzel bir aşk romanı olduğu. Güzel, çılgın ve dokunaklı... Yine de bu yazı burada bitmeyecek, biraz daha devam edecek.
//php print_r ($fields); ?>
Anlatıcının da romanın karakterlerinden biri olduğu metinlerde, bu karakterin psikolojik bir üstünlüğü olur. Okur farkında olmadan olaylara onun gözünden ve bir parça da tarafından (taraf olmak manasında) bakar. Peki romanın hem anlatıcısı hem de anti-kahramanı karakterler yok mudur?
//php print_r ($fields); ?>
Yapıtları elden ele dolaşmış bir yazarın ilk yıllarına ait ürünleri, belli bir zaman sonra veya ölümünün ardından ortaya çıkmıştır çoğunlukla. Truman Capote’nin yazarlığının başlangıcından örnekler taşıyan öyküler toplamı Ateşteki Güve de işte böyle kitaplardan...
//php print_r ($fields); ?>
Mahmut Yesari, edebiyatımızın en üretken yazarlarından birisiydi. Kısa ömrüne sığdırdığı on dokuz roman, iki hikaye kitabı ve çok sayıda tiyatro oyunuyla yaşadığı döneme damgasını vurmuştu. Ancak ne yazık ki zaman her şeyi unutturabiliyor; Mahmut Yesari de pek çok meslektaşının akibetine uğradı ve hafızalardan silinip gitti...
//php print_r ($fields); ?>
Size dünyaca ünlü Mona Lisa’nın o kadar da sakin bir geçmişi olmadığını söylesem? Bu nadide tablo yakın geçmişte büyük bir badire atlattı. Birtakım kişiler tarafından uzun süredir evi olan Louvre Müzesi’nden kaçırıldı!
//php print_r ($fields); ?>
Pozitif bilimlerin zaferinin şafağında sosyal bilimler meşruiyet zemininin ayaklarının altından kaydığını hissederek bağırıyordu: Bilimin işi açıklamaktır, bizim işimiz ise anlamak. Bilim moleküllere, frekanslara, izotoplara, DNA'lara bölerek bir gülün nasıl koktuğunu, o enstrümandan o yürek yakan sesin nasıl çıktığını, o çocuğun dedesine nasıl da benzediğini açıklamayı başarıyordu.
//php print_r ($fields); ?>
“Gerçekle sahtenin karışımı
sahteyi verir.”
//php print_r ($fields); ?>
İkinci Dünya Savaşı öncesinde ABD’li bir yazar ziyaret eder Yunanistan’ı. Yazarlık kariyerinin doruğunda, çalışmaya yirmi yıldır hiç ara vermediğini fark etmiş, bir yıl sürecek bir yolculuğa çıkmıştır. Önce, dönemin diğer ABD’li sanatçı ve entelektüelleri gibi, bir mabede dönüşen Paris’te zaman geçirir, ardından kendisini bir “Amerikalı vahşi” olarak hissedeceği Yunanistan’a geçer.