Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Renkleri ve desenleri kendine özgü bir şekilde kullanan illüstratör Jane Mount’un Bibliophile: An Illustrated Miscellany adlı yapıtı, kitaplara sevdalı olanlar için bulunmaz bir nimet. Mount bu kitabında, önemli edebi şahsiyetleri, edebiyat mabedlerini, kısacası edebiyatla ilgili heyecan verici her şeyi kendi çizgileriyle sayfalara taşıyor.
//php print_r ($fields); ?>
Usta ile Margarita; hiç kuşkusuz, Mihail Bulgakov’un başyapıtı. İlk kez 1966 yılında Moskova Dergisi tarafından –sansürlenerek de olsa– basılan kitap, eleştirmenleri şaşkınlığa uğratır; sunduğu, yepyeni bir anlatı şeklidir çünkü.
//php print_r ($fields); ?>
Çağdaş Avusturya Edebiyatı'nın en önemli isimlerinden biri olan Ingeborg Bachmann şairliği ve romancılığı yanında iyi bir öykücüdür de. Daha çok şair olarak tanınan, Malina romanı ile ün yapan Bachmann; öykünün de nitelikli, kalıcı örneklerini vermiştir.
//php print_r ($fields); ?>
Bazen, yazdığınız metinle baş etmenin en iyi yolu, kafanızın içinden, evinizden, hatta ülkeden çıkıp gitmektir. Gideceğiniz yer, İtalya’nın göbeğindeki bir 15. yüzyıl şatosuysa ya da İzlanda'daki bir balıkçı köyüyse eğer, çoğumuzun buna bir itirazı olmaz!
//php print_r ($fields); ?>
28 ağaçtan oluşan küçük bir orman yarattın. Yeni kitabın Ağaç Alfabesi’nden söz ediyorum. Nereden aklına geldi bu fikir?
//php print_r ($fields); ?>
2020 Nobel Edebiyat Ödülü, her ne kadar seçme şiirleri yıllar evvel şair-yazar Güven Turan tarafından dilimize kazandırılarak Türk okuruyla buluşsa da pek de hatırlanmayan, ABD’li şair Louise Glück’e verildi.
//php print_r ($fields); ?>
İngilizce edebiyatın en yüksek kademeden edebi nitelik bahşedicisi ödülü Man Booker, saygıdeğer bir otoriteye sahip olduğu kadar, edebiyatta endüstrileşmenin muhafızlığını da yapar. Bu yıl, 50. yılı şerefine “Altın Man Booker” veren ödül, zaten her dokunduğu romanı altına çeviren bir tür simyacıydı.
//php print_r ($fields); ?>
Kuşaklardır bizden “Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” ikilemini çözmemizi beklediler. Yalnız atalarımızın hayat hikâyelerini okudukça görüyoruz ki onlar bunu bir tercih meselesi olarak görmemişler ve hayatları boyunca çok okuyup çok gezmeyi bir arada sürdürmüşler. Seyahat kelimesi Arapça “Suyun yeryüzünde sürekli akması” anlamına gelen “seyh” kökünden türemiş.
//php print_r ($fields); ?>
BANU GÜRSALER SYVERTSEN/MELİKE YILDIRIM
//php print_r ($fields); ?>
Elinize aldığınız romanın bir köşesinde onun “Bir Metin Çakır polisiyesi” olduğu yazıyorsa merakınızı her zaman diri tutacak, temposu hiç düşmeyen, çoğunlukla kahkahalar atarak okuyacağınız bir polisiye okumaya hazırsınız demektir. Kendisine böylesine alışmışken, Metin Çakır bir ara bizleri korkutmuş, ancak beşer yıl arayla görüşebilmiştik.