Dosya Arşivi
Dosya // En çok okunanlar
//php print_r ($fields); ?>
Özellikle çocukluktan hatırladığım uzun otobüs yolculuklarının en keyifli tarafı, kocaman bir camın/ekranın ardından akıp giden/değişen manzarayı izlemekti benim için. Birçok kişi için de olduğu gibi...
//php print_r ($fields); ?>
On yıl önceydi galiba, yağmurlu bir Üsküdar gecesinde, gri paltosunun iç cebinden bir silah gibi çekip, büyük bir iştiyakla yüzüme doğru uzatmıştı, net olarak hatırlıyorum. Uzatmış ve şöyle demişti; “Çok fena metin, içer gibi okumalı bunu.” Eski bir dostumdan bana kalan o taze hatıra, sayfaları hafifçe katlanmış kitap, namlusu bana doğrultulmuş halde elimdeydi artık.
//php print_r ($fields); ?>
İsveç Akademisi tarafından 1901 yılından başlayarak verilen Nobel Edebiyat Ödülü’nün, bu yıl akademinin içerisinde ortaya çıkan taciz, görevi kötüye kullanma iddiaları ve son yıllarda sürekli hale gelen sızıntılar sebep gösterilerek verilmeyeceği açıklandı.
//php print_r ($fields); ?>
Tüm dünyadaki George R. R. Martin hayranları, Game of Thrones’un son sezonunun yanı sıra, Buz ve Ateşin Şarkısı (ya da yaygın bilinen ismiyle Taht Oyunları) serisinin altıncı ve yedinci kitabını da beklerken, Reddit kullanıcılarından biri, bu bekleyişe sıradışı bir çözüm getirdi!
//php print_r ($fields); ?>
//php print_r ($fields); ?>
“Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa, insanlığın yalnızca 4 yıl ömrü kalmış demektir.” Çoğunlukla Einstein’a atfedilen bu sözün, gerçekten de Einstein’a ait olup olmadığı tartışmalı. Hatta birçok Einstein uzmanı araştırmacıya göre, muhtemelen bu sözü söylemedi Einstein. Peki cümlenin iddiası tartışmalı mı? Einstein tarafından diye getirilmemiş olması, onu daha mı az önemli hale getiriyor?
//php print_r ($fields); ?>
“Dünyalaşmak.” Üstün Akmen, Müşfik Kenter’in ardından kullanmıştı bu kavramı, “sanatçılığı dünyalaşmıştır,” demişti. Evrenselliğin yerlilik karşısında eskidiği, hatta olumsuzlaştığı günler için ne kadar taze ve içinde hasım barındırmayan bir sözcük.
//php print_r ($fields); ?>
1. yıla, 5. yıla, 10. yıla, 50. sayıya ya da 100. sayıya ulaşıldığında, böylesi duraklar –biraz soluklanıp– gelinen ve gidilecek tarafa yeniden bir göz atmanın bahanesi oluyor çoğunlukla. SabitFikir de şu anda 5. yıl durağında...
//php print_r ($fields); ?>
Hızır’la Kırk Saat, Sezai Karakoç’un kitapları içinde çok ayrı bir yerde duruyor.
//php print_r ($fields); ?>
Richard Kreitner, Amerika’yı bir uçtan diğerine kat eden yolculuklara takıntı derecesinde ilgi duyan bir yazar. Amerika’yı, tarihi, insanı ve edebiyatıyla hakiki biçimde anlamak için, Beat Kuşağı’nın miras bıraktığı geleneği devam ettirip, arabaya atlayarak küçük büyük demeden kasaba kasaba seyahat etmek gerektiği görüşünü paylaşan onun gibi pek çok isim var elbette.